Ressam
Hıçkırıkları arasında büyük bir çaba sarfederek konuşmaya çalışan kadın, odadaki herkesin ona acımayla bakmasına neden oldu. Yürek dağlayıcı inlemelerini Adlee de dahil kimse kulak ardı edemiyordu.
Ana yüreğini en çok acıtacak şey, evladının cehenneme yürüdüğünü bildiği halde bunu engelleyecek gücün avucunun içinde olmamasıydı. Yapabilceği tek şey yardım için bir başkasına yalvarmaktı.
Yaşlı kadın sanki bir şeyi hatırlamış gibi aniden yerinden kalkarak kızının odasına doğru koştu. Elinde eski kağıttan oluşan bir desteyle geri geldi.
Kağıtları Adlee'ye gösterirken hıçkırıkları arasında konuşmaya devam etti. "Bunları o çizmişti. Burada ben çamaşır asıyordum, arkadan beni gizlice çizmiş. Burada evin önünde top oynayan çocukları çizmiş. Burada eski köpeğimizi çizdi. O öldüğünde çok fazla ağlamıştı. Lütfen... Lütfen Lordum. Yavrumu kurtarın."
Kadının yalvaran sesi yavaşça kısılmaya başlamış ve hıçkırıkları arasında kaybolmuştu. Durumu odanın köşesinden izleyen Balian, belindeki kılıcı çekerek savaşmaya hazır bir şekilde küçük evden çıktı.
Koşarak harbe dalacak çılgın bir asker gibi gözüküyordu. Adlee, onun bu halini görünce onu hemen durdurması gerektiğini anladı.
Arkasından koşarak Balian'ın kolunu yakalandı. "Bu halde nereye gittiğini sanıyorsun?"
Balian'ın gözleri öfkeden kızarmıştı. "Dövülmeyi hak edeni dövmeye, kurtarılmayı hak edeni de kurtarmaya."
Adlee, onun aceleci bir şekilde kaleye giderek kendini öldürtmesine izin veremezdi. "Ana kapıdan içeriye girmek için zile mi basmayı planlıyorsun? Seni bu halde görürlerse hiç düşünmeden vururlar. Hiç akıl karı davranmıyorsun."
Balian kaşlarını çatarak Adlee'ye baktı. "O zaman ne yapmayı planlıyorsun? Genç bir kızın hayatını şu acınası kasaba halkı için feda etmesini izin vermeyi mi? Bunu engellemeyi denediğim sürece yarın ölsem bile pişman olmam!"
Adlee, elbette ki kızın kendini kurban etmesine izin vermeyecekti, ancak durumun Balian'ın yöntemiyle çözmek işlerin sadece daha fazla sarpa sarmasına neden olurdu. "Bir fikrim var."
Yorumlar
Yorum Gönder
Efendim?