Kitap Tavsiyesi - Cesur Yeni Dünya

Puan: 8/10

Tür:

Bilim-kurgu, Ütopya

Tanıtım:

Cesur yeni Dünya bizi 'Ford'dan sonra 632 yılına' götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, 'annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."

Benim Görüşüm:

"Ey cesur yeni dünya, içinde öyle insanlar var ki."

Hayal edin: Her şeyin sentetik olduğu bir dünyada insanlar seri üretime geçilmiş ve şartlandığı davranış kalıbının dışına çıkamıyor. Kendisi hakkında, varlığı, benliği ve yaşam amacı hakkında düşünmeye zamanı ve fırsatı yok çünkü asla yalnız kalamıyor. Kapitalist bir toplumda tüketim ve üretim almış başını gidiyor. Sayısız tek yumurta ikizleri etrafta dolaşıyor ve bu toplumda daimi bir mutluluk ve huzur var.

Peki bu ütopya gerçekten istediğimiz şey mi?

Tüm zevklerin doruk noktasına ulaştığı, acının ve hastalığın ne olduğu bilinmediği bir toplum. Her şeyin iyiye, doğruya ve güzele yönlendirilmiş bir toplum. Ufak bir bedelle: Benlik kaybı.

Bir örnek modelden bahsedelim: Bir "X" kişisi hayal edelim. X kişisi günde 7 saat çalışıyor olsun ve gün sonunda maaşını alsın. Aldığı maaşı ise aynı gün yiyip bitirsin ve ertesi gün tekrar çalışmaya gelsin. Bu kişinin günlük çalışma saatini 4 saate düşürüp yine aynı maaşı verseler adam bu topluma göre daha mutsuz olur. Neden mi? Çünkü fazladan boş geçireceği 3 saati daha olur. Günlük hayatımızdan hepimiz biliriz boş zaman hepimizin düşmanıdır. Can sıkıntısı getirir. Bu yüzden insanlar çalışır çünkü çalışırken zaman gelir geçer.

Demek isrediğim o ki bu cesur yeni dünyanın sorunlarının asıl sebebi benlik kaybı. 

Günümüz dünyasında insanın sadece insan olduğu için bazı hakları vardır:

1. Yaşama hakkı,
2. Kişi dokunulmazlığı,
3. Kişi hürriyeti ve güvenliği
4. Özel hayatın gizliliği ve korunması
5. Yerleşme ve seyahat hürriyeti
6. Din ve vicdan hürriyeti.
7. Düşünce ve kanaat hürriyeti
8. Bilim ve sanat hürriyeti,
9. Basın ve yayınla ilgili hürriyetler
10. Toplantı hak ve hürriyeti
11. Mülkiyet hakkı,
12. Hak arama hürriyeti.
13. Temel hak ve hürriyetlerin korunmasıdır.

Bir insan tanımını neye göre yaparız?

Doğmuş bir bebek? Bir fetüs? Bir embriyo?

Bana göre yumurtayla spermin döllenmesiyke oluşan o canlı yani zigotun en temel hakkı olan yaşama hakkı vardır. Siz bu zigota X ışınları uygulayarak sayısız tek yumurta ikizi olyşturabilirsiniz ama bu yanlıştır. Çünkü bu artık insan deneylerine girer. Eğer günümüz dünyasında böyle bir şey yapılırsa asla onaylamayacağımı söylemek isterim.

Peki bu ütopik dünyadaki o acımasız kast sistemi?

Embriyoların kanlarına alkol katarak daha tıfıl insanlar oluşturmaları ya da embriyolojik dönemin belli bir döneminde oksijenini keserek gerizekalı bireyke oluşturmaları... Biliyorum Allah korkunuz yok ama hiç merhametiniz de mi yok.

Ben günümüz dünyasının merhametli ve yufka yürekli bir bireyi olarak Allah'tan gelen( doğal olan) anomalilerin bazılarının önlenebilmesini mutlulukla karşılarken böyle yapay anomalilerin yapılabilme düşüncesi bile midemin bulanmasına neden olıyor. Tekrar soruyorum hiç mi merhametiniz yok?

Soma...

Acı çekmeden mutlu olmanın somut hali. 1 tanesi bin musibeti defeder. Mutsuzsan, kızgınsan, üzgünsen veya acı çekiyorsan yapman gereken birkaç tane yutmak.

Ama bu yan etkisiz mutluluk, beyni felç edip gerçeklere gözünü kapatan, seni bu dünyadan çıkıp başka alemlere götüren bu ufak tatil gerçekten de düşünüldüğü kadar zararsız mı?

Kitabın ortalarında bir yerde aslında somanın ömrü kısalttığına dair bir bilgi veriliyor. Ama benim bahsetmek istediğim bu değil.

Yine günğmüz dünyasından örnek vereceğim.

Evinizde oturduğunu düşünün. Televizyonunuzdan en sevdiğiniz diziyi izliyorsunuz ve izlediğiniz dizi Türk dizisiyse 2 saat başka alemlerde olabileceksiniz.

Ya da internet kafede oyun oynadığınızı düşünün. Bir Lol maçının ortasındasınız ve oyuna o kadar yorumlamışsınız ki maç bitene kadar gerçek dünyanın doğrularını unuttunuz.

Ya da evinizin bir köşesinde elinizde bir kitap kaloriferin yanında bacaklarınızı uzatarak oturuyorsunuz. Yanınızda bir fincan kahveniz var ve elinizdeki kitabın büyülü dünyasında kaybolup gittiniz.

Sonra bunların hepsi bitti. Kaldığı yerden tüm işlerinize decam edebilirsiniz. Biraz egzersiz yetersizliği dışında pek de bir yan etkisi olmaz. Gözlerinize dikkat ettiğiniz sürece....

Peki kitapta tanımlanan somanın özellikleri neydi?

Başka bir dünyaya ufak yolculuk
Keyif
Yan etkisiz 
Geri döndüğünde işlerine devam edebilme...

Benim görüşüme göre bunların hepsi birbirine benziyor. Yani cesur yeni dünyada soma almış olmanızla çağdaş dünyada dizinizi izlemiş olmanız, ikisi de aynı.

İtiraz eden olabilir ama bu görüşümde çok ciddiyim. Tekrar düşünmenizi rica edeceğim.

Kitap spoiler!!

Bernard'ın karakterini çok fazla tutarsız buldum. İkiyüzlü, kibirli, utanmaz ve menfaatçi olabilirken aynı zamanda kendisizi çaresiz, yalnız ve düşünceli biri gibi de göstetebiliyor.

Bu kitabı önceden iki kez daha okuma girişiminde bulunmuştum.

Bu yüzden hayal gücüm beni farklı ayrıntılarla yönetildi ve kitaptan beklentim başkaydı.

Ama kitabın rotası beni şoka uğrattı ve şu ana kadar olay örgüsünü ne kadar saçma bulsam da okuduğum en orijinal senaryoyu çizdiğini söyleyebilirim. (?)

Vahşi karakteri çok ilginç bir karakter. Sanki normal bir insan gibi gözükmek istese de sanırım günümüz dünyasına gelse mazoşist bir Shakespeare hayranı diye nitelendirilir. Kitabın sonuna doğru yanan birkaç ampulle büyük işler başaracağını düşündüğüm ama en sonunda bsni hayal kırıklığına uğratarak kendini kırbaçlayan mazoşist bir din adamına (?) dönüşmüştür.

Mazoşistin kelime anlamı içerinde acıdan zevk alma tanımını biliyorum ve evet, bence yeterince zevk alıyordu.

Lenina'ya gelirsek. Zavallı kız... Vahşinin karşısında soyunduktan sonra nasıl da korktu...
Kitaptaki en acınası karakter kesinlikle buydu. 😯😯 ah lenina...

Pinterestte bulduğum bazı posterler:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Oyun Tavsiyesi - Undertale

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba