Novel Tavsiyesi - Little Mushroom



Puan: 10/10

Tür: 

Drama, Psikolojik, Trajedi, Bilim-kurgu, Danmei

Yazar: 一十四洲

Tanıtım:

An Zhe, yaşam boyu görevi kendi sporunu geliştirmek olan bir mantardı.

Bir gün sporunu kaybetti.

Sonunda haberlerde tanıdık bir spor görmeden önce tüm dünyayı uzun süre araştırdı.

 An Zhe umutsuzca insan ordusundaki bir albayın kapısını çaldı.

"Merhaba efendim. Araştırmanız iyi sonuçlandı mı? Araştırmadan sonra oğlumu geri alabilir miyim? "

Albay soğuk görünüyordu. "Senin oğlun?"

"Ben doğurdum. QAQ"

Albay, "Ben büyüttüm" dedi.

"Efendim, gerçekten. Benim QAQ."

"Başka bir tane daha doğur da görüyüm."

An Zhe: ağlıyor

Benim Görüşüm:

Yukarıdaki tanıtımı okuduğunuzda aklınızda canlanan tatlı resim hikayenin sadece ilk iki bölümünü okumanızla tamamen siliniyor. Bu kısımda spoiler vermeyeceğim. Spoiler vermeye başladığımda belirteceğim.

İlk önce yazım tarzının ve kelime seçiminin gerçekten de diğer novellere kıyasla oldukça üstün olduğunu birinci bölümden anlayabiliyorsunuz. Ayrıca yazarın yazmadan araştırma yaptığı ve inşa ettiği dünyayı çok iyi tanıdığı da çok belli.

Kitabı okumaya başlamam ile bitirmem bir oldu. Aşırı akıcı ve heyecanlıydı. Size distopik bir bilim-kurgu filmi izliyormuşsunuz hissi veriyor. Ayrıca genel olarak Çin romanlarında bulamayacağınız bir atmosfer sunuyor. Tüm olaylar birbirlerine zincir gibi kenetli. Sebep ve sonuç ilişkisi o kadar açık ki hikayede mantıksızlık bulmak gerçekten çok zor.

Bana yaşattığı hisler ve geçirdiğim harika zaman sayesinde bu yazıyı yazmaya karar verdim. Sanırım bloğumda paylaştığım ilk danmei öneri bu novel olacak. Bu yüzden biraz heyecanlıyım.

Hikaye baya depresif ve çoğu zaman okurken sizi tamamen umutsuzluğa düşürecek. Kalbiniz acıyacak, ağlayacaksınız, onların eninde sonunda mutluluğu bulması için dua edeceksiniz.

Seriyi okumaya başlamadan bir MV'sini izlemiştim. Arka plan müziği olarak "Billie Eilish, Khalid - lovely" kullanmışlardı. O kadar uyuyor ki!!!!! O kadar mükemmel ki!!! Ayrıca kitabın evrenine dair kısa bir izlenim için şu videoyu izleyebilirsiniz. 

Özet: 

Hikaye bir mağarada başlıyor. Küçük Mantar An Zhe, yeni tanıştığı ölmek üzere olan An Ze'nin bedenini alıyor.(tam olarak bedenini alıyor denemez. Küçük Mantar'ın mutasyon yeteneği çok yüksek bu sayede kendini An Ze'ye dönüştürüyor.) Küçük Mantar, sporunu kaybettiği günden beri insanlardan korksa da An Ze'nin sıcaklığı ve nezaketi onun insanları tekrar sevmesini sağlıyor. Küçük Mantar aceleyle sporunu bulmak için insan karargahına gitmek istiyor, ancak An Ze onu uyarıyor. Sen insan değilsin, oraya gidersen seni öldürürler diyor. 



Ancak An Zhe'nin tek önemsediği şey sporu bu yüzden kararlı bir şekilde mağaradan çıkıyor. Kitabın evreni kıyamet sonrasında geçiyor. Belirli insan karargahlarının dışında her yer çok tehlikeli. Radyasyondan tutun mutasyona uğramış canavarlara kadar... Bu canavarların tek sorunu insanlara saldırması değil, asıl sorunu yaklaştıkları insanları kısa sürede mutasyona uğratıp canavara dönüştürmeleri. Hem de bu mutasyon aşırı hızlı gerçekleşiyor. İnsanlar mutasyon gerçekleşmeden çok kısa süreliğine bilinçlerini koruyabiliyorlar. Bu sürede hemen tespit edilip yok edilmesi gerekiyorlar. Ancak normal bir kişinin bunu başarması imkansız. Dolayısıyla insanlar canavarlarla normal insanları ayırt edebilecek bir örgüt kuruyorlar. Bu örgütte görev alanlara "Yargıç" deniyor ve canavar olduğunu düşündüğü kişileri direk öldürme yetkileri var. Bu birimin en üstündeki kişiye "The Judge" deniyor ve şu ana kadar diğer tüm yargıçların öldürdüğü kişi sayısından daha fazla kişi öldürmüş olarak biliniyor. 

Dışarıda bir paralı asker grubuna denk geliyor. Paralı askerler ilk başta onun insan olmadığından şüphelenseler de sonradan onu zayıf ve çelimsiz bir fahişe olduğunu düşünüyorlar. An Zhe'yi yanlarına alarak birlikte insan karargahına gidiyorlar. Yolda paralı askerlerden ikisi ölüyor, sonuncusu An Zhe'yi koruyarak karargahın kapısına ulaşıyorlar. Karargahın kapısında "The Judge" girenleri yargılarken An Zhe'yi fark ediyor. Ona doğru silahını kaldırıyor ve An Zhe'nin yanındaki paralı askeri vuruyor. Meğer yanındaki asker enfeksiyonu kapmış. Judge, An Zhe'nin canavar mı yoksa insan mı olduğunu ayırt edemiyor bu yüzden test yapılması için onu laboratuvara gönderiyor. Judge'ın ismi Lu Feng. 

An Zhe'nin testleri negatif çıkınca Lu Feng mecburen onun gitmesine izin veriyor, ancak daima gözünü onun üstünde tutuyor. An Zhe, insan karargahında yaşamaya ve yavaşça uyum sağlamaya başlıyor. Ancak ana görevini unutmuyor. Sporunu bulmak zorunda!

Ancak evren ona hiçbir şekilde yardımcı olmaya istekli değil. Hikayenin devamında gerçekten aksiyonun, dramın ve trajedinin en mükemmel hallerini görüyoruz. Romantizm hikayenin en sonunda olduğu için tamamen görmezden gelerek okuyabilirsiniz. Arada bazen ufak tefek yanlış anlaşılma olsa da... ( ´ ∀ `)ノ~ ♡


Karakterlerin kişilikleri ile ilgili de konuşmak istiyorum.

MC: Baş karakterimiz saf ve dürüst bir kişiliği var. Karmaşık düşünceleri yok ve oldukça basit bir zihni var. Zeki değil ve zekiymiş gibi de davranmıyor. Bu onun aşırı sevimli olmasını sağlıyor. Ancak çalışkan ve kararlı. Sporuyla tekrar buluşabilmek için kendini tehlikeye atmaya kararlı. Buradaki "spor" kavramını baş karakterin çocuğuymuş gibi anlamayın. Daha çok onunla simbiyotik yaşayan bir kap. 
An Zhe, bu acımasız dünya için fazla parlak. Adeta ışıldıyor. ML'de kısa sürede onun ışıltısına hayran oluyor.
Ayrıca onca şeyler yaşadıktan sonra kendini insanlık için feda etmesi onun ne kadar iyi kalpli olduğunu gösteriyor.

ML: Erkek baş karakteri ilk tanıdığınızda onun acımasız, soğuk kanlı, duygusuz bir katil olduğunu düşünüyorsunuz. Ancak zamanla onun içindeki tüm duyguları bastırmaktan başka bir şey yapmadığını, sadece insanların iyiliğini, insanların yaşamaya devam etmesini sağlamak için bir piyon olmaya istekli olduğunu gördüğünüzde ML sizin için en acınası kişiye dönüşüyor.
ML, o kadar fazla kişi öldürdü ki sayısını bile bilmiyor. Ancak bunu sadece insanların yaşamaya devam etmesini sağlamak için yaptığını sürekli içinden tekrarlayarak kabarmaya başlayacak suçluluk duygusunun üstünden geliyor. Sayısız kere ona soruyorlar "Pişman mısın?" diye. Asla yaptıklarından pişman olmuyor. MC'ye karşı olan ilgisini ilk başta anlayamamıştım. Ancak hikaye ilerleyip ML'nin bakış açısıyla bazı olayları tekrar anlattığında onun için sempati duymaktan başka bir şey yapamadım. 

Bu ikisi korunmalı! Dernek falan açmalıyız. Bu sevimlilik, bu bütünlük, bu hikaye okunmalı ve okutulmalı. 。・゚・(ノД`)ヽ( ̄ω ̄ )



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Oyun Tavsiyesi - Undertale

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba