Başlangıç


Büyük kafesin içinde bulunan insanlar birbirlerine yabancı değildi. Hepsi en azından birkaç kere birbirlerinin yüzünü görmüştü. Bu sayede kısa sürede sakinleşip durumu tartışmak için gruplar oluşturmayı başardılar.

Ne kadar korkmuş ve şaşırmış olsa da kimse kontrolünü kaybetmedi. Normal bir insanın belki de çığlık atarak bayılabileceği şu durumda, bu insanlar soğukkanlı ve akılcı davranıyordu. Soylu insanların beyinlerinin normal bir insandan daha farklı çalıştığı sayısız makalelerce kanıtlanmıştı.

Kalabalığın ortasında koyu kahverengi saçlı, uzun, genç bir adam yalnız duruyordu. Yüzü akça pakçaydı. Siyahın en koyu tonlarından biri olan gözleri, onun parlak bir kişiliğini gösterecek şekilde parlıyordu. Etrafına baktığında tanıdık yüzleri görmek, tedirginliğini biraz yatıştırdı.

Adlee, neden burada olduğunu bilmiyordu. Karşısındaki bilinmezlik ve gariplik onu ürkütmüştü. Dünyayı kurtarmakla ilgili konuşan bu varlıkların "soyluları" muhatap olarak aldığı barizdi. Devasa mavi kadın aynen bunu söylemişti. O zaman, Adlee neden buradaydı? Onun soylu olmaması gerekiyordu.

Adlee'nin sorularına cevap verebilecek kimse yoktu. Adlee, bunları düşünürken arkasından tanıdık bir sesin adını çağırdığını duydu. Arkasını döndüğünde ona şaşkınlıkla bakan dört kişiyi gördü.

"Adlee?!"

Onun adını çağıran kişi, bir zamanlar en yakın arkadaşlarından biri olan Annessia'dan başkası değildi. Uzun sarı saçları omuzlarından aşağı doğru dökülüyor, belini tamamen kaplıyordu. Büyük mavi gözleri şaşkınlıktan küçülmüştü. Yanındaki diğer üç kişi de benzer tepkiler veriyordu.

Adlee, onların bu tepkisinden rahatsız oldu. Tamam, bir soylu olmadığım halde, soyluların çekildiği garip bir olaya karışmam gerçekten çok şaşırtıcı. Ancak bunu biraz daha az belli edemez misiniz? Sonuçta, biliyorsunuz, buradaki en şaşırtıcı şey ben değilim.

Annessia, kısa süren şaşkınlığından kurtulduktan sonra Adlee'nin gözlerine baktı. Heyecanlı ve bahtiyar bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Adlee, seni... Bir daha görebileceğimi hiç düşünememiştim." Bir anda gözleri parladı. "Mavi kadın, hepimize soylu olarak seslendi. Bu senin de soylu olduğun anlamına mı geliyor? Biliyordum!"

Adlee, bu sorunun cevabını bilmiyordu, ancak Annessia'nın düşündüğü şeyin asla gerçekleşmeyeceğinden emindi. Uzun zaman önce bu insanları silmişti. Tekrar onlarla bir ilişkisinin olmasına izin veremezdi.

Annessia'nın yanında ona özlem dolu bakışlarla bakan genç adam, Adlee'nin midesinin bulanmasına neden oldu. Yalancı hislerini benim üzerimde kullanma!

Genç adamın saçları ve gözleri kömür kadar karaydı. Üzerinde onun doğal bir lider olduğunu kanıtlayacak baskın bir aura vardı. Annessia'nın cevapsız kalan sorusuna cevabı o verdi. "Ne fark eder ki Annessia! Sonunda Adlee'yi tekrar görebildik, asıl önemli olan şey bu!"

Adlee, onlarla konuşmaya daha fazla katlanamıyordu. Onlardan hızlı bir şekilde uzaklaşmak istedi, ancak kaçabileceği hiçbir yer yoktu. 

Annessia, coşkusunu kaybetmemişti. Hızlı bir şekilde genç adama doğru döndü. "Eugenie, Adlee'yi kesinlikle grubumuza eklemeliyiz. Birlikte bir yarışmaya katılmayalı uzun zaman olmuştu."

Annessia'nın gözleri parlıyordu. Gruptaki diğer iki kişi de Adlee'yi gördüklerine sevinmiş gibi gözüküyordu. Ona bakan yüzler gülümsüyordu.

Adlee, onların sadece rol yaptığını biliyordu. Hatırladığı acımasız ve kurnaz kişilerin art niyetsiz olarak ona yaklaşması mümkün değildi. Geçmişteki olayları unutarak arkadaş olmaya devam edebileceklerini düşünüyorlarsa çok yanılıyorlardı. Adlee onlara mesafeli ve soğuk gözlerle baktı. 

Şimdi kavga etmenin sırası değildi. Bir şekilde bu durumdan kendisini kurtarması gerekiyordu. Bu sırada grubun arkasındaki tanıdık yüzü fark etti. Şansını denemeye karar verdi. "Üzgünüm, çocuklar. Ben çoktan takım arkadaşıma karar verdim."

Adlee'nin cevabıyla ilk başta hayal kırıklığına uğrayan grup sonra tekrar alevlendi. Eugenie konuştu. "Kiminle takım arkadaşı olacaksın?  Eminim, onu bizim takımımızı kabul etmeye ikna edebilirim."

Adlee, ona kurnaz bir sırıtış gösterdi. "Tabii ki! Neden bir denemiyorsun?"

Adlee, karşısında duran grubun içinden geçerek grubun arkasındaki Balian'a yöneldi. Balian'ı göstererek tanıttı. "Takım arkadaşım."

Grup: "..."

Adlee'nin gülümsemesi onların tepkisini görünce genişledi. Durumdan haberi olmayan Balian'ın bir anda böyle bir sıfatla anılması kaşlarını çatmasına neden oldu. Ben ne zaman kabul ettim?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Oyun Tavsiyesi - Undertale

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba