Dans

Prens Navin, geniş merdivenlerin ortasından aşağıya inerken salonun tüm dikkati onun üstünde toplandı. Orkestra, vals müziğinin ilk notalarını çalmaya başlamıştı. Herkes, genç prensin dansa davet edeceği şanslı genç kızı merak ediyordu. 

Genç kızların akılları başlarından gitmiş, davet edilmedikleri dansın sonundaki öpücüğü hayal etmeye başlamışlardı. Davet edilmeyi arzulayan birkaç lord ise yalnız olduklarını belli edebilmek için gruplarından ayrılmıştı. Ancak prens onlardan hiçbirine göz ucuyla dahi bakmadı.

Prens Navin, siyah saçlarını geriye doğru taramıştı. Üzerinde altın işlemeler olan kırmızı kraliyet ailesi takım elbisesini giyiyordu. Mercan kırmızısı gözleri ışıltıyla parlıyor ve salondaki onun ilgisini çeken tek kişiye bakıyordu.

Prens, merdivenden indikten sonra dizlerini bükerek salonu selamladı. Onun selamına karşılık tüm salon, kibar bir şekilde eğildi. 

Selamlama işi bittikten sonra Prens Navin, hedefine doğru yürüdü. Kendinden emin ve çekici gözüküyordu. Önünden geçtiği leydiler, hayal kırıklığıyla iç çekti. Çok geçmeden bir leydinin önünde durdu. Bu kişinin kimliği, herkesin nefesini tutmasına neden oldu.

Bakır rengi saçları ve mücevher yeşili gözleri vardı. Saçlarını salarak omuzlarını örtmesine izin vermişti. Başında nergis çiçeklerinden yapılmış bir taç vardı. Yeşil korsaj bir elbise giyiyordu. Şairlere sayfalarca şiir yazdırabilecek bir güzelliği vardı. 

Etrafındaki kimse, onu şu ana kadar tanımamıştı. Her zamanki yakışıklı ve flörtüz havasını kaybetmiş, yerini asalet ve güzellik almıştı. Büyüleyici ve çekici bakışları onun kimliğinden şüphe duymalarını engelliyordu.

Prens Navin, onun gözlerine muhabbetle baktı. "Bu dansı bana lütfeder misiniz, leydim?"



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Oyun Tavsiyesi - Undertale

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba