İlk Ağıt
Adlee, Balian'ın mezarına doğru çöktü. Başını mezar taşına yasladı ve gözlerini kapadı. Perişan gözüküyordu. Günlerdir iyi uyuyamadığı için gözleri kızarmış, sürekli yemek yemeği geçiştirdiği için çok zayıflamıştı. Her an kırılabilecek, narin bir parça gibi gözüküyordu. Derin bir nefes aldı. Konuşmaya başladığında sesi hırıltılıydı. "Bizim bir hayalimiz vardı. Dünya'yı birlikte kurtaracaktık. Şimdi nereye gittin, neredesin? Artık bizi kim koruyacak, sen o kadar uzaktayken? Bizi yalnız bırakma. Beni yalnız bırakma. Lütfen..." Sesi yavaşça kısılırken omuzları titriyordu. Onu arkadan gören herkes ağladığını düşünebilirdi. Söylediği sözlerin içindeki pişmanlık ve hüzün o kadar derindi ki onu gizlice izleyen parti üyelerinin içi acımadan edemedi. Felis her zamanki havalı tavrını bırakmış, Adlee'ye bakarken gözyaşlarını siliyordu. Hayatı boyunca ilk defa bu kadar melankolik hissediyordu. İstemeden de olsa yaptığı empati, onun Adlee'nin duygularını tahmin etmesini sa