Novel Tavsiyesi - Remaried Empress
Puan: 9.5/10
Tür:
Dram, Fantezi, Tarihi, Romantik, Josei
Tanıtım:
Naver mükemmel bir imparatoriçeydi, ancak, İmparator bir eş istiyordu, bir iş arkadaşı değil. Bunun sonucunda İmparator, İmparatoriçeyi terk etti ve onun arkasına köle bir kızı yerleştirdi. Bu kadarı iyiydi, ta ki Navier, İmparatorun köle kıza İmparatoriçelik konumuna onu yerleştireceği sözü verdiğini duyana kadar. Birçok acı çektikten sonra, Navier komşu ülkenin imparatoruyla evlenmeye karar verdi.
Benim Görüşüm:
Kore novelleri şu anda ilgi odağım içinde o yüzden okumak için rastgele bir tanesini seçtim. Ne diyebilirim ki, mükemmeldi.
İnanılmaz bir hikayesi ve sonraki bölümü merak etmenizi sağlayacak bir kurgusu var.
Kendi sınırlı İngilizcem'le bile oldukça anlaşılır bir çevirisi vardı. Bir anda 36 bölümün hepsini okuyuverdim. Her bölümün sonunda "Bu novel harika!!" diye çığlık atmadan duramadım.
Göz kamaştırıcı karakterleri var ama en önemlisi sizi kesinlikle olayın içine sokabiliyor. Bazen o kadar sinirlendim ki sesli bir şekilde küfretmeye başladım. Sanırım uzun zamandır bir seriyi hiç bu kadar beğenmemiştim.
En son okuduğum bölüm 36. bölümdü. İngilizce çevirmen haftada üç bölüm yüklüyor ve şu anda orijinalinde 176 bölüm çıkmış bir seri.
İngilizce çevirmenin daha sık yüklemesi için dua etsem de haftada 3 bölüm yeterli olacaktır.
Spoiler!!!
Naver, İmparatoriçe olmak için eğitilmiş biri. İmparatorun çocukluk arkadaşı ve şu anki çalışma arkadaşı. İmparatorla aralarında romantik bir ilişki yok daha çok birbirleriyle iş arkadaşlarıymış gibi takılıyorlar. İmparator köle kızı cariye olarak saraya ilk getirdiği zaman biraz tuhaf hissetti ve bir kırgınlık oluştu. Ama bunu aşk ile karıştırmamalıyız. Neden mi? Çünkü Naver defalarca tekrarlıyor o, İmparator'a aşık değil!
Ama yine de bu duyguların kaynağını araştırmak zorundayız.
Naver neden İmparator cariye getirdiğinde üzüldü?
Bunu şuna benzetebiliriz. Bir gün en yakın arkadaşınız başka bir arkadaş buluyor ve onun en yakın arkadaşı oluyor.
Şimdi nasıl hissettiğiniz söyleyin. Kırgınlık? Kıskançlık? Öfke? Nefret? Tabi bu kadar abartmaya gerek yok diye düşüneceksiniz.
Ama var! İnsanlar dile getirmese de birçok hissi aynı anda yaşayabiliyor. Tüm bunlar insanın içinde bir kaos ortamı oluşturuyor ve insanı hem yoruyor hem de tükenmişlik sendromuna yakalanmasına neden oluyor.
Naver oldukça zeki bir kadın. Hikaye boyunca defalarca tekrarlıyor. O, İmparator ve cariyesi arasına girmek istemiyor. Ama bizim salak imparator (hayatımda gördüğüm aşktan en çok kör olmuş adam) onu zorla araya sokuyor. Onun ruh hali üzerine de değineceğim.
Naver ayrıca soğuk imparatoriçe olmakla ün salmış biri. Çevredeki krallıklarda onu görmeyi arzulayan pek çok kişi var.
Naver kendi yüzünde gerçek duygularını göstermekten çekinen birisi. Ne kadar ifadesiz surat yapsa da gizli yerine gittiğinde sessizce ağlayan bir yapıya sahip. Güçsüz görünmek onun gururunu inciteceğini düşünüyor. Aslında o, böyle eğitildiği için böyle davranıyor.
Doğu Krallığının İmparatoru ve Naver'ın kocası. Rashta'yı, cariyesi, bir av sırasında bulduğunu söylüyor.
Naver ile ilişkileri arkadaş gibi olmasına rağmen Rashta geldikten sonra ilişkilerinin boyutu büyük oranda değişti.
Rashta'nın İmparator'a büyü yaptığını düşünüyorum çünkü bir insan bu kadar aptallaşamaz.
Naver, ona ne kadar senin ve cariyenin arasına girmek istemiyorum derse onu o kadar bunaltıyor.
Cariyesi için gereken şeyleri karşılamak için her fırsatta onu kullanıyor.
Rashta ile yalnız kaldığı zamanlar ona sanki bir bebekmiş gibi aşırı dikkatli bir tavırla muamele ederken aşk kuşları gibi oluyor ama Naver'ın yanındaki tavırları sanki sadece Naver'ı kıskandırmak için bunları yapıyormuş olduğunu düşünmeme neden oluyor.
Mesela, bir gün (neden olduğunu unuttum her bölüm ağlıyor çünkü) Rashta ağlayıp bir şeylerden yakındıktan sonra İmparator, Naver'ın yanına geldi ve Naver'a Rashta'ya kötü davranmasının sebebinin onu bir aşk rakibi olarak gördüğü için olup olmadığını sordu.
Naver bunu tabi ki reddetti ama benim aklıma böyle bir teori olabileceği fikri geldi.
Ayrıca Naver'ın dediğine göre Rashta İmparator'un ilk aşkı. Bu yüzden ona gösterdiği özen çok fazla ve ne isterse yapmaya çalışıyor.
Bu imparator tamamen yumruğumun yüzüne inmesini hak eden bir insan müsveddesi. (Sumsuğu kodummu görürsün diyesim var.)
Tüm hikaye boyunca kendisinden nefret ettim. Beyninin yerine hamur falan olmalı. Ona hakaret etmek için elimden geldiğince yaratıcı olmaya çalışıyorum ve bu utanmaz İmparator yakın zamanda acı çekmeye başlamalı.
O kısımları büyük bir zevkle okuyacağımdan eminim.
Utanmazlığın sözlüğünü yazan Bayan Trashta... Gerçek adı Rashta ama tüm okuyucular tarafından belirlenen lakabı Trash(çöp)-ta Bir karakter ancak bu kadar utanmaz olabilir.
Tüm kitap boyunca bu karakter ortaya çıktığında çileden çıkmadığınız tek bir an bile olmayacak...
Bu karaktere hayal gücümün tamamını kullanarak sövmeye devam edebilirim ama sadece zaman kaybı olur.
Prens Heinley... Kitaptaki MC'miz. Çok yakışıklı olmasına rağmen sosyetede bir zampara olduğu konusunda sayısız dedikodu var.
Batı İmparatorluğunun Velihat prensi ve yakında evlenmesi gerekiyor. Söylediklerine göre Naver'a ilk görüşte aşık oldu ve onun beğenini kazanmak için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Garip bir yeteneği sonucu kendisini kuşa çevirebiliyor. Naver bu kuşun o olduğunu bilmiyor ve kuşa Queen(Kraliçe) ismini verdi.
Naver'a ve diğerlerine karşı çok nazik olsa da özellikle Naver için bunun asıl kaynağının aşk olduğunu düşünüyorum. ML'i gerçekten çok sevdim.
Zeki ve sağduyusu yeterince gelişmiş. Beklentilerimin çok çok üstünde... Naver'ımızı gönül rahatlığıyla ona emanet edebilirim.
Sonunda evleneceklerini bilmeme rağmen o anın gelmesini sabırsızlıkla bekliyorum.
Hala karakteriyle ilgili pek ayrıntı verilmese de iyi biri olduğunu biliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder
Efendim?