Kitap Tavsiyesi - Akılalmaz Beyin
Puan: 10/10
Yayın evi: April Yayıncılık
Yazar: Helen Thomson
Çevirmen: Muray Karlıdağ
Fiyatı: 26 TL
Tür:
Bilim
Tanıtım:
DÜNYANIN EN ACAYİP BEYİNLERİNE SAHİP 9 KİŞİYLE TANIŞIN:
Bob saati, dakikası, saniyesine kadar her anını hatırlıyor!
Sylvia sonsuz halüsinasyon dünyasında yaşıyor!
Matar kaplana dönüşüyor. Hisleri, içgüdüleri ve refleksleriyle tam bir kaplan oluyor!
Louise anıları, dostları, hatta kendi bedenine kadar hiçbir şeyle aidiyet kuramıyor!
Graham her güne ölü uyanıyor. Gömülmek istiyor!
Sharon nerede olduğunu bilemiyor, sürekli kayboluyor!
Ruben’e dikkat! İnsanların enerji alanlarını görüyor!
Tommy birbirine zıt iki ayrı kişiliğe bürünüyor!
Joel ise başkalarının acılarını ve duygularını hissediyor. Cansız varlıkların bile!
Sayesinde şaşırtıcı keşifler ve icatlar yaptığımız beynimiz hakkında bildiklerimiz şaşırtıcı derecede sınırlı.
Ödüllü bilim yazarı Helen Thomson insan beynine daha önce rastlanmamış bir şekilde yaklaşıyor. Beyinleri sıra dışı dokuz insanla birebir görüşüyor.
Akılalmaz dokuz vakayı nörobilimdeki son bulgular ışığında inceliyor ve insan beyninin gizemlerini aydınlatıyor.
Benim Görüşüm:
Hiç bahsettim mi bilmiyorum ama ben bir tıp öğrencisiyim ve en ilgilendiğim konu ise nöroloji.
Tam nöro komitesi bitişi beyin hakkında birkaç kitap almıştım. İlk bunu okuyarak başladım. Oldukça ilginçti ve dili çok güzeldi.
Yazar kullandığı makalelerin kaynakçalarını çok güzel bildirmiş ve aynı bir roman yazar gibi yazmış.
Kitabı gerçekten çok beğendiğimi söylemek isterim ve daha ayrıntılı incelemek istediğimi...
Benim en çok dikkatimi çeken bölümü biraz daha araştırıp sizinle de paylaşmak isterim.
Matar - Kaplana Dönüşüyor
Bazı erken dönem tıbbi belgelerde, insanların hayvanlara dönüştüğüne dair referanslar vardır.
Bu hastalığa likantropi hastalığı da denir.
Klinik likantropi tek başına bir hastalık değildir ve şizofreni ile birlikte ortaya çıkar.
Şizofreni en karmaşık insan hastalığıdır. Bazı genetik araştırmalar, nöronların gelişimiyle ilgili bölgede bulunan 22 numaralı kromozomdaki bir mutasyona işaret ediyor. Söz konusu çalışma mutasyonun yaşamın erken döneminde anormal bir büyüme ve gelişmeye yol açtığını, bunun da beyindeki nöral bağlantıların bir o kadar farklı kurulmasına sebep olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte şizofreninin bazı semptomlarının kendimizden çıkan ve dış dünyaya ait olan şeyleri ayırt etmemizi sağlayan bağlantıların bozukluğundan kaynaklandığını ileri sürülüyor.
Şunu duymuşsunuzdur. Şizofreni olan insanlar kendilerini gıdıklayabilir. Bunun sebebi kendi hareketlerinin duyumsal sonuçlarını öngörme yeteneklerinin daha az olmasıdır. Bu da kendilerinden kaynaklanan duyularla dışarıdan gelenler arasındaki ayırım yapmalarını zorlaştırır.
1934 yılında Wilder Penfield yüzlerce operasyon sonunda beyindeki vücudun kortikal bir haritasını çıkarmayı başardı. Bugün bunları derslerimizde duyusal ve motor homonkuluslar olarak görüyoruz.
Resimde gördüğünüz homonkulus vücut bölümlerinin beyinde kapladıkları alanlara göre ayarlanmasıyla modellendirilmiştir. Yani ellerin ve dudakların ne kadar fazla yer kapladığını görebiliyoruz.
Hayalet Uzuv Sendromu olarak bilinen bir rahatsızlıkta hastalar kesilen uzuvlarının acıdığını hissederler. Yukarıda gösterildiği gibi her uzvun beyinde bir temsil alanı vardır. Eğer o uzuv artık yoksa onun alanı başka uzuvlara aktarılır. Bunun sonucunda aktarılan uzva dokunulduğunda sanki olmayan uzva dokunuluyormuş gibi bir his oluşur.
2011 yılında Vilayanur Ramachandran ve meslektaşları, xenomelia adını verdikleri ve normalde akıllı bireylerin sağlıklı bir uzvu kesme arzularına yenik düştükleri bir durum hakkında makale yazdılar. Bu insanlarda istenmeyen uzuvlarına dokunulduğunda parietal loblarında etkinlik değişmiyordu. Ekip, sağ üst parietal bölgenin tutarlı bir vücut algısı oluşturmak için özelleşmiş bir bölge olduğunu söylüyor.
Likantropi hastaları vücutlarını insan gibi değil, hayvan gibi görüyorlar.
Bu konuyla ilgilenen ya da ilgilenmeyen herkese bu kitabı öneririm.
Yorumlar
Yorum Gönder
Efendim?