Fonksiyonel Tıp nedir?

Alternatif Tıp; Tedavi yaptığı ileri sürülen; ancak bu etkileri bilimsel metotlarla kanıtlanamayan geleneksel veya güncel tıbbi uygulamalara verilen isimdir.

Tamamlayıcı Tıp; Çağdaş tıp bilimince hastalık sebeplerini önlemede somut verileri olmadığı veya kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olmadığı halde hasta isteğiyle çağdaş tıp tedavilerinin yanında onlara destekleyici olarak hastanın rahatlaması, bağışıklık sisteminin güçlenmesi, psikolojisinin düzelmesi gibi amaçlarla uygulanabilen alternatif tıp yöntemleridir.

Geleneksel Tıp; Eski hekimlerin kendi zamanlarındaki tıp anlayışı ve birikimleri ile işe yarayabileceğini umduğu veya öğrendiği bitkiler, macunlar, sular, sargı, yakma ve diğer yöntemlerle hastasını tedavi etme uygulamalarına verilen isimdir.

Modern Tıp; Kanıta dayalı, karşılaştırmalı ve modern bilimsel metotlarla hastalar için faydalı olduğu görülen ve bu yararı ölçümlenebilen tıp yöntemlerini kapsar. İnsanlığın bilgisi arttıkça ve yeni teşhis araçları (mikroskop, radyografi, manyetik rezonans, tomografi, elektron mikroskobisi, biopsi, kan dışkı idrar tahlilleri vb) bulundukça hastalıklar ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan yöntemler daha kapsamlı olarak geliştirildi. Hastaya bir herhangi bir bitki yaprağı vermek yerine, fayda sağlayan etken madde damıtılıp ilaç haline getirildi. Etken maddelerin insan dokularında nasıl iyileşme yarattığı öğrenilerek, kimyasal yapısı farklı, daha az yan etkisi olan ilaçlar sentezlendi. (https://www.tech-worm.com/tip-nedir-tip-cesitleri-nelerdir/)


Yukarıda birkaç tıp çeşidini görüyorsunuz. Fonksiyonel tıp diğer tıp çeşitlerinden farklıdır. Fonksiyonel tıbbın temel prensibi "Her şeyi doğru yaparsanız hastalanmazsınız." üzerine kuruludur.

Tüm hekimlerin ve hekim adaylarının eğitim süreci boyunca tekrarladığı bir deyim vardır. "Hastalık yoktur, hasta vardır." Tıp artık bireyselleştirilmiş tıpa dönüşüyordur.

Daima duyduğumuz alternatif tıp deyimi oldukça yanlıştır çünkü tıbbın alternatifi yoktur. Ancak tamamlayıcısı olabilir. 

Fonksiyonel tıpta; moleküller biyolojik anlamda deşifre edilerek yapılır. Hastalığın adını bulmak yerine nedenini bulup onu ortadan kaldırmayı amaçlar. Tanı koymaya gerek yoktur. Klasik tıp organı tedavi ederken, fonksiyonel tıp organizmayı korumayı amaçlar ve bireyseldir. Kalıcı etkilidir ve hiç hastalanmamayı amaçlar.

Hastaya ilaç vermez! Kökteki sorunun çözülmesiyle hastalığın iyileşeceğine inanır. Fonksiyonel tıp basit düşünmedir. Bu yüzden hastalığın altında yatan nedeni bulmak çok önemlidir.

Fonksiyonel tıbbın diğer tedavi çeşitlerinden farkı bildiğimiz temel tıp bilimleri araştırma literatüründen özümsenen bilgilerin, tamamen farklı bir yaklaşımla kliniğe uygulanmasından ibarettir.

Neden hastalandığımızı ve nasıl iyileştiğimizi çok daha iyi anlamamızı kolaylaştırır ve böylece fazlasıyla karmaşık biyolojik ve sosyal bilgi dağarcığını anlayıp biçimlendirebilmek için bize yeni bir bakış açısı sağlar.

Fonksiyonel tıp prensipleri:

1- Her insanın genetik ve çevresel etkenlerine bağlı olarak farklı ve kendine özgü biyokimyasal bireyselliğe sahip olduğunu kabul eder.

2- Hastalık merkezli bir yaklaşımdan daha çok hasta merkezli bir yaklaşımı temel alır.

3- Hastanın vücut, zihin ve ruhsal dünyasında ki içsel ve dışsal etkenler arasındaki dinamik dengeyi kurmayı amaçlar.

4- Fizyolojik etkenler arasındaki ağ benzeri bağlantıları ortaya çıkarmaya çalışır. 

5- Sağlığı sadece hastalığın olmaması olarak tanımlamak yerine pozitif bir yaşam gücü olarak tanımlar ve tam sağlıklı bir fizyolojiye ulaşılmasını sağlayan etkenlerin önemini vurgular. 

6- Organ rezervlerinin korunmasını sadece kişinin uzun ömürlü olması açısından değil uzun süre sağlıklı kalabilmesi açısından da destekler. 

7- En yeni bilimsel yayınların ışığında yürümeyi ilke edinir. 

Fonksiyonel tıbbın üzerine çalışması gereken faktörler:

1- Diyet

2- Hava ve Su kalitesi

3- Fiziksel egzersiz

4- Travma

5- Psikososyal ve ruhsal etkenler

6- Ksenobiyotikler*

7- Radyasyon

*Ksenobiyotik nedir?
Canlı sistemlere yabancı olan ilâç, böcek öldürücü, petrol ürünleri gibi maddeler ya da bunların kısımları. (https://www.kursunkalem.com/biyoloji-terimi/ksenobiyotik/)

Fonksiyonel tıp kronik sağlık sorunlarıyla başa çıkabilmek için aslında iki bilimsel temelli yaklaşımı benimser:

1. En iyi fizyolojik fonksiyona ulaşılabilmesi için vücutta ne yoksa yerine koymak.

2. En iyi fizyolojik fonksiyona ulaşılabilmesi için bu duruma erişebilme yolunu tıkayan ne varsa ortadan kaldırmak.

IFM, fonksiyonel tıp uygulayıcılarından özellikle şu ana alanlardaki klinik ve fizyolojik dengesizliklere odaklanmalarını ister:

Asimilasyon Dengesizlikleri: Sindirim, emilim, mikrobiyota, solunum

Savunma ve Onarım Dengesizlikleri: Bağışıklık sistemi, inflamasyon, enfeksiyon/mikrobiyota

Enerji Dengesizlikleri: Enerji düzenlemesi, mitokondriyal fonksiyon bozukluğu

Biyotransformasyon ve Eliminasyon Dengesizlikleri: Toksisite, detoksifikasyon

Transport Sistemlerindeki Dengesizlikler: Kardiyovasküler ve lenfatik sistemler

İletişim Sistemlerindeki Dengesizlikler: Endokrin, nörotransmitterler, bağışıklık sistemi habercileri


Yapısal Bütünlükteki Dengesizlikler: Hücre-altı yapıların zarlarından kas iskelet sistemine kadar

Fonksiyonel tıp hastalıkların oluşumunda şu üç hazırlayıcı etkene dikkat çeker ve bunların tüm açıklığıyla ortaya konulmasını ister: 

1. Öncüller: Bir kişiyi bir hastalığa yatkın hale getiren genetik veya sonradan kazanılmış etkenler (Yaş, cinsiyet, genetik farklılıklar gibi).

2. Tetikleyiciler: Hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına yol açan etkenler (Fiziksel veya ruhsal travmalar, alerjenler, ilaçlar gibi).

3. Kolaylaştırıcılar/Sürdürücüler: Patolojik değişikliklere ve işlevsel bozukluklara sebebiyet veren biyokimyasal ve psikososyal etkenler (inflamatuvar sitokinler, devam edegelen psikolojik stres,devam edegelen çevresel maruziyetler: küf, yetersiz ve kalitesiz uyku gibi).


"Besin Gruplarına göre Tabak Modeli" nedir?




Tabakta; 5 besin grubu yer almaktadır. Besin grupları, besinlerin içerdikleri enerji ve besin çeşitliğine dayalı olarak düzenlenmiştir. Tabakta;

  1. Süt ve süt ürünleri grubu,
  2. Et ve ürünleri, kuru baklagiller ve yağlı tohumlar (ceviz, badem vb.)
  3. Taze sebzeler grubu
  4. Taze meyveler grubu
  5. Ekmek ve tahıllar grubu görülmektedir.




Besin gruplarında yer alan besinlerden sağlıklı seçim yapılabilmesi için besinlerin renk çeşitliliğine, yapısal özelliklerine, bireyin sağlık ve hastalık durumuna, yaşına ve cinsiyetine, fiziksel aktivite ve fizyolojik (gebe ve emziklilik) durumunun özelliklerine dayalı, besinlerin posa, yağ, tuz ve eklenmiş şeker içerikleri dikkate alınarak seçimler yapılmalıdır. Hedef her öğünde tabakta yer alan her besin grubundan bir besinin seçilerek tüketilmesidir. Tabağın yanında yer aldığı üzere günlük beslenmede önerilen su tüketiminin sağlanması, günlük beslenmede zeytinyağının yer alması, aktif yaşamın desteklenmesi sağlıklı yaşam biçiminin tamamlayıcısı olarak önem taşımaktadır





Sağlıklı Yemek ve Fiziksel Aktivite Piramidi


Ülkemizde ulusal düzeyde ilk Beslenme Rehberi 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından “Türkiye’ye Özgü Beslenme Rehberi” adıyla hazırlanmış ve Bakanlığımız tarafından basılmıştır. İlerleyen yıllar içerisinde toplumun beslenme alışkanlıklarında değişimler meydana gelmiştir. Tüketicilerin yararlanabileceği bilimsel beslenme önerilerinin güncellenmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu kapsamda 2010 yılından itibaren yürütülmekte olan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” çerçevesinde “Türkiye Beslenme Rehberi” hazırlanmıştır. Bu rehber içerisinde “Türkiye sağlıklı yemek tabağı” ve “Türkiye fiziksel aktivite ve beslenme piramidi” geliştirilmiştir. (https://www.saglik.gov.tr/TR,22550/saglikli-yemek-tabagim.html)







Piramidin tabanında yetişkin bireylerin her gün yapması için önerilen (30 dk yürüyüş) aktiviteler yer almaktadır. Orta kısmında ise  haftada en az 3 kez, tercihen her gün
yapılması önerilen dayanıklılık (aerobik) egzersizleri ve haftada iki kez 5 ila 10 dakika olarak önerilen kuvvet ve denge egzersizleri yer almaktadır. Bu piramitte hareketsiz yaşam (televizyon izlemek,bilgisayar kullanımı vb.) tıpkı şekerli ve aşırı yağlı besinler gibi piramidin en tepesinde yer almakta ve azaltılması gereken alışkanlıklar olarak belirtilmektedir. 

Düzenli Fiziksel Aktivitenin Önemi

Sağlık; bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda tam bir iyilik halinde olması olarak tanımlanır. Fiziksel aktivitenin sağlığımız üzerine etkileri temelde üç başlık
halinde incelenebilir:

1- Bedensel sağlığımız üzerine olan etkileri, 
2- Ruhsal ve sosyal sağlımız üzerine olan etkileri, 
3- Gelecekteki yaşantımız üzerine olan etkileri

FİZİKSEL AKTİVİTENİN BİLEŞENLERİ

Fiziksel aktivitenin bileşenleri beş grupta incelenmektedir.

1. Aktivitenin Frekansı

• Fiziksel aktivitenin en verimli olanı aktivitenin haftanın günlerine yayılarak yapılması,
• Aktivitenin belirli bir dönem değil sürekli olarak yapılmasıdır.

2. Aktivitenin Tipi
• Aerobik; kasların belirlenmiş zaman aralıklarında orta düzey zorlanmasıyla başlayan, solunumu hızlandıran ve yüksek kalp atım hızına ulaşılan aktivitedir.
• Ağırlık kaldırma, itme ve çekme aktiviteleri (kas gücünü arttırmaya yönelik aktiviteler) dir.
• Yürüyüş, koşu, bisiklete binme, vb. 

3. Aktivitenin Şiddeti 

• Hafif düzeyde: 3,5 kcal/min altında enerji harcanması gerektiren aktiviteler.
• Orta şiddetli: 3,5 – 7 kcal/min arasında enerji harcaması gerektiren aktiviteler.
• Şiddetli: en az 7 kcal/min enerji harcaması gerektiren aktiviteler.

4. Aktivitenin Süresi
• Günde 3 defa 10 dakikalık orta şiddetli aktiviteler.
• Haftada 150 dakika orta şiddetli aktiviteler.

5. Aktivitenin İçeriği
• Gönüllü olarak veya ücretli herhangi bir işte çalışma.
• Spor.
• Ulaşım (bir yerden bir yere yapılan yürüme aktiviteleri).
• Ev işleri.

• Boş zaman değerlendirme

Not: Bu notu hocamız Burcu KÜÇÜK BİÇER'in ders notlarından, ders esnasında tuttuğum notlardan ve birkaç web sitesinden faydalanarak hazırladım. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba

Üç Kardeş ve Evleri

GİS Anatomisi