Stardust 2. Bölüm



Garrus asla buna alışamayacağını düşündü. Kaptan konumundan galaksi haritasına bakıyordu. Her zamanki mekanı olan Ana Batarya'yı çoktan özlemişti. 'Benim gibi bir teknoloji uzmanı kaptanlık yapmaktan ne anlar?'

Ama şimdi bunları düşünmenin zamanı değildi. Şimdi Shepard'ı kurtarmanın zamanıydı. Catalyst etkinleştiğinde Normandy var gücüyle kaçmıştı bu yüzden ilk önce şu anki konumlarını belirlemeleri gerekiyordu ancak GPS bir türlü işlevini yerine getirmiyordu.

Köprüden geçerek Joker'in yanına geldi. "Radarlar aktif mi, Joker?"

"Hemen hazırlıyorum, Kaptan."  Garrus'un bir an göz bebekleri küçüldü. Joker duruma çok hızlı adapte olmuştu. 'Yoksa ben mi çok yavaşladım? Kendine hakim ol, Garrus.'

Radarlar çalışmaya başladıktan sonra bir sinyal geldi. Sinyal eski bir yakıt istasyonun kalan parçalarını işaret ediyordu. İncelemeleri için bir takım gönderdikten sonra şimdilik işleri bitmişti. 

"Dr. Chakwas'ı durum ile ilgili bilgilendirmem gerekiyor. Sonra tekrar uğrarım Joker."

Joker önünde ışıl ışıl parlayan konsola baktıktan sonra koltuğunun yanındaki camdan uzay boşluğuna dalıp gitti. Garrus tam ayrılmak üzereyken kısık sesle konuştu.

"Onu özleyeceğim."

"O ölmedi, Joker."

"Shepard'dan bahsetmiyorum. Tabii ki o ölmedi. EDI'den bahsediyordum."

Garrus bir an ne söyleyeceğini bilemedi. Reaperların yok edilmesiyle tüm sentetik yaşam formları da yok edilmişti. Bu geminin yapay zekası EDI'yi de kapsıyordu. "Onların fedakarlıkları unutulmayacak, Joker."

"Biliyorum ama..."

Joker cümlesinin devamını getirmedi. Garrus'un ise söyleyecek bir şeyi yoktu bu yüzden sessizce köprüden ayrıldı ve Mürettebat Yaşam Alanına asansörle indi ve revire doğru yürüdü.

Toplanma alanında sohbet eden askerler artık yoktu. Hepsi Dünya'da şehit düşmüş olmalıydı. Revire vardığında içeri girdi. Dr. Chakwas'ın önündeki Serrice Buz Brendi'nin kapağı açıktı ve şişenin yarısı boştu. Dr. Chakwas ona yavaşça döndü. Reflekslerinin yavaşlığına bakılırsa şişenin yarısını tek başına içmiş olmalıydı.

"Ah, GARRUS! Yeni kaptanımız. Komutanımızın erkek arkadaşı... Hık..."

Garrus buraya gelmek için yanlış bir zaman seçtiğini hemen anladı. Ama hiçbir şey söylemeden de ayrılıp gidemezdi bu yüzden söyleyeceğini hemen söylemeye karar verdi.

"Reviri Shepard'ın dönü-"

Konuşmaya devam edecekti ki Dr. Chakwas onu böldü.

"Ah, SHEPARD! Biricik komutanımız... Onunla senin hakkında ne dedikodular ederdik..."

Garrus bir an durumun kendi lehine kullanmanın daha uygun olacağına karar verdi ve sağındaki tabureye oturarak bacak bacak üstüne attı. "Ne dedikodusu?"

"Oops!" Dr. Chakwas ağzını kapatarak geriye çekildi. Gözlerini Garrus'dan kaçırarak işin içinden kıvrılmaya çalıştı. "Demek istediğim onunla çok hoş sohbet ederdik. Her şey hakkında konuşurduk." 

Garrus biraz didiklese ilginç şeyler bulacağını fark etse de fazla üstelemek istemedi. "Sana Shepard'ın dönüşü için reviri hazırlaman gerektiğini söylemek için gelmiştim."

Dr. Chakwas eliyle reviri göstererek gururlu bir şekilde konuştu. "Benim işimi halletmeden mola verdiğimi ne zaman gördünüz?" Aynen dediği gibi. Revir tamamen hazırdı. Garrus içi rahatlamış bir şekilde ayrılacakken Dr. Chakwas onu durdurdu.

"Garrus sana bir şey anlatmak istiyorum. Bu Shepard ile aramızda geçen bir muhabbetti ama bilmenin sana iyi geleceğini düşünüyorum." Bunu söyledikten sonra Dr. Chakwas anlatmaya başladı.


***


Shepard revire girer girmez Dr. Chakwas konuşmaya başladı. "Shepard anlaşmamızı hatırlıyor musun? Her yıl bir kere Serrice Buz Brendisi açmaya söz vermiştik ve alma sırası bendeydi."

Shepard şaşkınlıkla ekledi. "Ama daha bir yıl olmadı."

Dr. Chakwas gözlerini kaçırdı. "Şey... evet... İçimden bir ses bundan sonra birkaç ay böyle bir şey için vaktimizin olmayacağını söylüyor bu yüzden sabırsızlığımı görmezden gel."

Shepard hınzırca gülümsedi. "Sen bardakları kap, ben şişeyi açıyorum."

İkisi de bir süre içtikten sonra Dr. Chakwas konuştu. "Shepard... biliyorsun, şimdi fark ettim de... beni hiç ilk adımla çağırmadın."

Shepard kıkırdadı. "Sen de beni."

Dr. Chakwas kafasını salladı. "Ve asla çağırmayacağım da. Sen Komutan Shepard'sın, Citadel Kahramanı, Toplayıcıları yenen ve galaksinin kurtarıcısı! Senin ilk adını kullanmak savaştığın her şeye saygısızlık etmek demek, ölü ya da canlı."

Shepard sarhoş halde dalga geçti. "Pfft! Bu tam bir saçmalık."

"O zaman bir bayanın imtiyazı olarak düşün. Gel kadeh tokuşturalım."

Shepard bardağını kaldırdı ve ileri uzattı. "Arkadaşım olarak çağırmaktan gurur duyduğum kadına! Yanımda sen olduğun için çok şanslıyım, Karin."

Dr. Chakwas'ın gözleri dolmuştu. O da bardağını kaldırdı. "Ve sana sevgili arkadaşım. Seninle bu yolculuğu paylaşmam benim için büyük bir onur, Komutan Shepard. İyi talih daima bizimle olsun."'


***


Dr. Chakwas anlatmasını bitirdi ve kendisine bir bardak daha doldurdu. Garrus'a mesajı aldı mı diye bir göz attı. Garrus düşünceli gözüküyordu. Hemen ardından müsaade isteyerek revirden ayrıldı. 

Dr. Chakwas revirde yalnız kaldığında boş sedyelere baktı. Sessizliği bir süre dinledikten sonra kısık sesle dua etti. "Shepard, lütfen ölme." 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Manga Tavsiyesi - JoJo's Bizarre Adventure Part 1 - Phantom Blood

Oyun Tavsiyesi - Tasokare Hotel