Kitap Tavsiyesi - Simyacı




Puan: 8/10

Tür:

Roman

Yazar: Paoulo Coelho

Tanıtım:

Simyacı, Santiago adındaki Endülüslü bir çobanın İspanya’dan başlayıp Mısır’da sona eren yolculuğunu konu ediniyor. Gördüğü bir rüya üzerine sahip olduğu her şeyi ardında bırakan Santiago’nun bu serüveni, onu düşlerine kavuşturduğu kadar hayatın hakikatine de ulaştırıyor. Simyacı’nın sayfalarını çevirdikçe siz de Santiago’yla birlikte kendi içinize doğru bir yolculuğa çıkacaksınız.

Benim Görüşüm:

Çok fazla kitap okudum ve fark ettiğim şu şeyi açıkça söyleyebilirim. Kitabın dili akıcı değil, bunu söylerken sürükleyici değil anlamını kullanmıyorum daha çok devrik cümlelerden yakınıyorum. Kitabın arkasında yazarın Mesnevi'den ilham aldığını dediği için kitabı okurken ufak bir merak kıvılcımı aklınıza düşüyor.

Olayların etkileyici, mükemmel, çılgınca olduğunu söyleyemeyeceğim zaten kitabı bununla sınırlandıramayız. Daha çok bir his, bir düşünce kitabı bu.

Kişisel menkıbesinin peşinden koşan bir çobanın çölün ortasında Fatıma adındaki bir kadına aşık olmasından sonra bir Simyacıdan simya öğrenmesini, hayallerinin hazinesini Mısır'da ararken doğduğu yerde İspanya'da burnun hemen dibinde olduğunu öğrenmesini anlatıyor. 

Aslında işaretler çok belirgindi ama ne okuyucu ne de kahraman biri bunu açıkça gösterene kadar fark edemedi. Santiago'nun karşılaştığı çoğu kişi ona sürekli hatırlatıp durdu asıl hazinenin gözünün önünde olduğunu ve sadece bakmasını bilene gösterileceğini...

Tasavvuf nedir?

Tanrı’nın varlığını, birliğini, niteliğini ve evrenin oluşumunu varlık birliğiyle, yaratılanla yaratanın bir oluşudur. Her şey birdir ve Tanrı'dadır. Yani Tanrı evrenin dışında değil evrenin tam kendisidir. Bu kısmı kitapta rüzgarla yapılan sohbette, güneşe düzülen betimlemelerde fark edebilirsiniz. Ve aşk diyor Santiago. Bunun adına aşk diyor.

Kişisel menkıbe derken neyi kast ettiğinden emin olmasam da benim de kendimce fikirlerim var. Bir hayat amacı olmalı ama derin arzuyla gerçekleştirilmek istenen bir amaç ama böyle söylemek biraz sığ kalıyor çünkü Simyacı'nın deyişlerini hatırlayınca daha mistik bir şeyler bekliyorsunuz.

Yine de kitabı okurken kendi hayatınızın amacını merak ediyorsunuz. Bir imama bu soruyu yönelttiğinizde Dünya'ya Allah'a ibadet edesiniz için geldiğiniz yanıtını alırsınız ama insan bu gerçeği kabul edip herkesin dışında kendine özgü varoluşsal amaç aramaya koyuluyor. Bu dünyada diğerlerinden farklı, sadece benim yapabileceğim bir şey var mı?

Kitapta "Mektup" diye çevrilen şeyin aslında "Yazgı" olduğunu düşünüyorum. (Bu çeviriyi anlamak için çevirmene mail attım ama cevap geleceğini sanmıyorum.)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GİS Anatomisi

Oyun Tavsiyesi - Undertale

Kitap Tavsiyesi - Kızıl Veba