Obsessive Servant 0. Bölüm
I Raised an Obsessive Servant
0. Bölüm - Romandaki Çocuk
Yurina, önündeki çocuğa bakarken kendi heyecanını saklayamadı.
Gümüş sarı rengindeki saçları ilmek ilmekti doğru düzgün yıkayamamış olsa da, saf beyaz cildini saklayamadı. Ancak başkentte bile nadir görülen şeyler asıl dikkat çekendi.
Onlar.
‘Kırmızı gözler’
Eğer albino değilse, kimse kolayca böyle yakut kadar parlak kırmızı gözlere sahip olamazdı.
Dünyaya göre daha fazla saç ve göz rengine sahip olan bu yerde bile, kırmızı gözler normalde görülmezdi.
Bu konuda cahil olan insanlar kırmızı gözün bir lanet çeşidi olduğunu düşünürlerdi, fakat bu güzel kırmızı gözler Tanrıçanın kutsamasını aldığının kanıtıydı.
Önünde durup ona bakan bu kırmızı gözlerde bir hata yoktu. Bu çocuk gelecekte kesinlikle İmparatorluğun en büyük büyücüsü olacaktı.
Başkentteki bir yetimhanede kalan bu çocuğu bulmak amacıyla, geçen yarım yıl boyunca yetimhaneleri ve çevrelerindeki alanları araştırdı.
Kışın yakında geleceği için endişelenmeye başlamıştı, fakat sonunda onu bulmuştu!
‘Sanırım Tanrıçalar benim tarafımda.’
Orijinal hikayede, Marquis De Flon, hayır işi için kış döneminde yetimhaneyi ziyarete gelmişti, ve bu sırada onu bu gözleri sayesinde keşfetmişti. Peki, bu artık olmayacaktı.
‘Kesinlikle bugün bu çocuğu benimle beraber götüreceğim.’
Bunu yapmak için çok uzun bir zaman boyunca beklemişti.
“Benimle gel.”
Onun arkasında duran dadısı, Yurina'nın sakin kelimelerini duyunca ruhunun bedenden ayrıldığını hissetti.
“Hanımım, bunu yapamazsınız.”
“Benimle gel.”
Yurina dadısını tamamen görmezden geldi ve elini önünde duran çelimsiz çocuğa uzattı.
“Seni koruyacağım. Eğer benimle gelirsen, artık açlık çekmeyeceksin ve soğuktan ölmek hakkında endişelenmek zorunda kalmayacaksın.”
“Neden?”
Çocuk yere çömelmişti ve ona ihtiyatlı bir şekilde bakıyordu.
“İnsanların merhametine artık inanmıyorum. Benime ne halt etmeyi planlıyorsun? Beni bir oyuncak* olarak mi kullanacaksın?”
ÇN: Öhö,,,, cinsel kölelik ?!?!?!?
“Huh?”
Yurina avuç içlerini yanaklarına bastırırken çoktan suskun bir hale gelmişti.
“Benim gibi görünen çocukları seven pek çok aristokrat var. Ben senin gibi olanları çok gördüm.”
Onun görünüşüne objektif olarak tekrar baktı.
‘Elbette çok yakışıklı.’
Bundan yaklaşık 8 yıl sonra, akademiden mezun olduktan ve resmi olarak sosyeteye tanıtıldıktan sonra, tüm yaşlardaki kadınları ve erkekleri ilk bakışta kendine tutsak edecek olağanüstü bir görünüşü olacaktı.
Şimdi bile, Yurina önündeki çocuğun böyle dilenci kıyafetleri içindeki halinin başkentteki kendi yaşındaki iyi giyinmiş asillerden daha iyi göründüğünü düşünüyordu.
Ancak, Yurina gibi normal bir çocuk bu tarz kelimeleri söyleyemedi. Yurina, onun kendisinden iki yaş büyük olduğunun farkındaydı ve neden bu tarz şeyler söylediğini biliyordu.
“Kiminle konuştuğunu düşünüyorsun? Hanımım, onunla kendinizi rahatsız etmeyin. Hadi ayrılalım!”
Yurina onu çekiştirmek ve ayrılmak için taşıta yönelecek dadısını durdurmak için elini hafifçe yükseltti.
“Haklısın. Bu dünyada o tarz bir merhamet yoktur. Kelimelerime şekerden bir kılıf takmayacağım ya da sana acıdığım için sana iyilik yaptığımı söylemeyeceğim. Fakat şunun için sana güvence vermeme izin ver: sandığın gibi ahlaksız bir niyetim yok. Kaç yaşında olduğun önemli değil, benim gibi genç bir hanımla nasıl konuştuğunu düşünüyorsun? ‘Oyuncak' derken neden bahsettiğinin farkında mısın? Bu kelimenin anlamını biliyor musun?”
Çocuktan bir cevap gelmedi. Büyük ihtimal çevresinden duyduğu bu kirli kelimeyi düşünmeden söylemişti.
Kendisine karşı olan bu yüzsüzlüğü içinden övdü, ancak hemen ardından, kızgın olup olmamak konusunda kararsız kaldı. Kollarını göğüs hizasında çaprazlarken kafasını salladı.
“Düşüncesizce böyle yersiz şeyler söylemeye devam edersen, sonun bir köşede sokak köpeği gibi ölmekten daha fazlası olamaz. Kiminle anlaşma yaptığını bilmelisin. Benim kim olduğumu bilmelisin.”
Yurina huzurlu ses tonunu aklını çekmek yada tehdit etmek için kullanırken daha fazla dayanamadı. Çocuk sadece omzunu silkti.
“O zaman neden?”
“Sana yatırım yapmak istiyorum.”
“Yatırım?”
“Evet, yatırım.”
Yurina gözlerini bir anlığına kapattı ve gelecekte olacak şeyleri hatırladı.
“Eğer burada kalmaya devam edersen, kış gelene kadar hayatta kalamayabilirsin. Özellikle bu yıl kış oldukça sert geçecek.”
Söylediklerinin yarısı doğru, yarısı ise tamamen saçmalıktı. Bu yıl kış tarih kitaplarına geçen en sert kış olarak kaydedilecekti.
Lakin, bu çocuk ölmeyecekti. Orijinal hikayede, harika bir misafirperverlikle De Flon tarafında alınacaktı ve onun tarafından tedavi edilecekti.
Böyle olsa bile, kendi hayatı ona bağlı olduğu için onu kandırmaya ihtiyacı vardı.
“Bu yüzden benimle gel. Carthia adı altında sana destek olacağım . Ne düşünüyorsun? Ölmekten daha iyi, değil mi?”
“Sana ne oluyor? Neden bana öyle gözlerini dikerek bakıyorsun?”
“Kırmızı gözlerin... Bilmiyor olabilirsin, ama bu Tanrıçalar tarafından kutsandığının işareti. Antik bir söylenti derki; böyle gözlerle doğan kişi büyüyle ödüllendirilmiştir. Hatta William adında kırmızı gözleri olan büyük büyücü olarak kitaplara kayıt edilen biri bile var.”
Bu birçok insanın bilmediği bir meseleydi. Bu gerçek sihrindeki beklenmedik hediyeyi gösterdikten sonra hikayedeki en büyük sırlardan biri olan Tanrıça tarafından kutsadığı açığa çıkacaktı. Şimdiki zamanda, bu bilinmeyen bir gerçekti.
Yurina çoktan romanı okuduğu için basitçe bu gerçeği biliyordu.
“O zaman benden ne istiyorsun?”
Ona geri cevap verebilen bu çocuk. Bunu sevmişti.
“Bugün senin için yaptıklarımı hatırlamanı istiyorum. Ve ben tehlikeye düştüğüm zaman, aynen bugün sana yaptığım sen de beni kurtarmak zorundasın.”
“Ya yapmak istemezsem?”
“Peki, eğer gerçekten istemezsem, yardım edemem.”
“Bunu gerçekten yapmalı mıyım?”
Yurina 10 yaşındaymış gibi görünebilirdi, fakat bu küçük bedenin içinde çoktan 22 yaşında biri vardı. Bu zayıf çocuğu kendi tarafında olması için zorlayamazdı.
Yorumlar
Yorum Gönder
Efendim?